SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3228 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا سُهَيْلُ بْنُ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَأَنْ يَجْلِسَ أَحَدُكُمْ عَلَى جَمْرَةٍ فَتُحْرِقَ ثِيَابَهُ حَتَّى تَخْلُصَ إِلَى جِلْدِهِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَجْلِسَ عَلَى قَبْرٍ

 

Ebû Hureyre'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurdu:

 

"Birinizin kor üstüne oturup da (o kor'un) elbisesini yakıp ta tenine kadar işlemesi, kabir üstüne oturmasından daha hayırlıdır."

 

 

İzah:

Müslim, cenâiz; Nesaî, cenâiz; İbn Mâce, cenâiz; Ahmed b. Hanbel 11-311, 389, 444, 528.

 

Abdest bozmak için olmayıp sadece dinlenmek maksadıyla bile olsa kabir üzerine oturmak doğru değildir. Çünkü kabir üzerine oturmak, orada yatan müslümanin hakkına riayet etmemek.ve onu rahatsız etmektir. Nitekim Said b. Mansur'un İbn Mes'ud'dan rivayet ettiği bir haberde bu husus şöyle ifade buyuruluyor: "İbn Mes'ud'a kabirleri çiğ­nemenin hükmü soruldu da (şöyle) cevap verdi: Bir mü'minin cesedine ha­yatında yapılan işkence ile, ölümünden sonra yapılan işkence arasında bir fark yoktur."

 

Bazıları bu hadis-i şerifte yasaklanmak istenen kabir üzerindeki otur­maktan maksadın orada yas tutmak gayesiyle oturmak olduğunu söylemiş­lerdir. Metinde geçen "kabr" kelimesinin nekre olması, kabir üzerine otur­ma yasağının sadece müslüman kabirlerine mahsus olmayıp, zımmilerin kab­rine de şamil olduğunu belirtmek içindir. Bu "kabir" kelimesinin İbn Mâ-ce'nin Sünen'inde "müslüman kabri" şeklinde mukayyed olarak rivayet edil­miş olması ise sözkonusu yasağın sadece müslüman kabirlerine mahsus ol­duğunu ifade etmek için değil, kabrin şerefini ve saygıya layık olduğunu ifa­de içindir. Binaenaleyh bu yasak hem müslüman kabirleri hem de zımmi ka­birleri için geçerlidir.

 

Kabir üzerine oturma yasağının hükmü âlimler arasında ihtilaflıdır. Bu mevzudaki, görüşleri şu şekilde özetlemek mümkündür:

 

1. Zahiri âlimlerinden İbn Hazm, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şeri­fin zahirine dayanarak kabir üzerinde oturmanın haram olduğunu söylemiş­lerdir.

 

2. Cumhur ulemaya göre, büyük yada küçük abdest bozmamak şartıy­la kabir üzerine oturmak haram değil, mekruhtur. Fakat abdest bozmak için kabir üzerine oturmanın haram olduğunda ittifak vardır.

 

Cumhura göre, kabirler üzerinde yürümek ve onlara yaslanmak da hü­küm bakımından kabir üzerine oturmak gibidir. Çünkü İbn Mace'nin riva­yet ettiği "Yemin olsun ki, bir ateş parçası veya bir kılıç üzerinde yürümem yahut da ayakkabımı ayağımla dikmem bana bir müslümanın kabri üzerin­de yürümemden daha sevimlidir."[İbn Mâce, cenâiz] mealindeki hadis-i şerif kabir üzerin­de yürümenin kerahetine delalet ettiği gibi Ahmed b. Hanbel'in sahih senedle Amr İbn Hazm'dan rivayet ettiği "Rasûlullah (s.a.v.) beni bir kabre dayanmış halde görünce - Bu kabrin sahibine eziyet etme- buyurdu" mealindeki hadis-i şerif de kabirlere dayanmanın kerahetine delalet eder. Ancak zaruret halin­de kabir üzerine oturmakta bir sakınca yoktur.

 

3. Malikilere göre, kabir üzerine oturmakta hiçbir sakınca yoktur. De­lilleri ise "Ali b. Ebi Talib mezarlara başını koyar ve üzerine uzanırdı"[Muvatta, cenâiz] mealindeki hadis-i şeriftir. Bu hadis-i şerifi sahih bir senetle Hanefi imamla­rından Ebû Ca'fer et-Tahavî de rivayet etmiştir.

 

Malikilerin bu mevzudaki delillerinden biri de Nafi'nin "İbn Ömer ka­birler üzerine otururdu" mealindeki sözüyle Ebû Ca'fer et-Tahavi'nin Muhammed b. Ka'b el-Kurazî yoluyla Ebû Hureyre'den rivayet ettiği şu hadis-i şe­riftir: "Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Küçük veya büyük abdest bozmak için bir kabrin üzerine oturan kimse, ateş üzerine oturan kimse gibidir."

 

Ebû Ca'fer et-Tahavi'nin açıkladığı gibi, İmam Malik bu hadis-i şerif­lere dayanarak "Büyük ya da küçük abdest bozmamak şartıyla kabirler üze­rine oturmakta hiçbir sakınca olmadığını" söylemiştir. Ancak Menhel yaza­rının beyanına göre, Maliki mezhebinin meşhur olan görüşüne göre, üzerine tavan şeklinde yahut da deve hörgücü şeklinde toprak yığılmış olup, önün­den yol geçen ve ilk bakışta içinde cenaze kemikleri bulunduğu anlaşılan bir kabrin üzerine oturmak mekruhtur. Bu özellikleri taşımayan bir kabrin üze­rine otufmakta ise bir sakınca yoktur.

 

Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki kabirler üzerine oturmayla ilgi­li yasağı, sadece kabirler üzerine abdest bozmak için oturmaya inhisar ettirmek asla doğru değildir. Çünkü, kabirler üzerine abdest bozmak için otur­manın yasaklanmış olması, kabirler üzerine başka bir maksatla oturmanın da yasaklanmış olmasına mani değildir. Bu mevzuda gelen hadislerdeki ha­dislerin genel ifadeleri abdest bozmadan kabir üzerine oturmanın da mek­ruh olduğunu ifade eder. Kabir üzerine abdest bozmak üzere oturmanın mek­ruh olduğunu ifade eden hadislerse sözü geçen genel ifadeleri tahsis etmeye elverişli değildir.